26 Kasım 2015 Perşembe

Parque Eduardo VII

Ev arkadaşlarımla bazı günler turistik gezi yapmaya karar verdik. Güneşli bir haftaiçi evde sıkılınca bizim evimize çok yakın olan (otobüsle) 7.Edward , evet İngiliz olan, adında olan ulusal parka gitmeye karar verdik. Labirent görüntüsü verilmiş herkese açık bir park. Zamanında 7. Edward için onun anısına Özgürlük Parkının adını değiştirip Parque Eduardo VII yapmışlar. 

KARGOM GELDİ

Kargom en sonunda geldi çok net bir şekilde size tavsiyem. Türkiye'den yemek kargosu göndermeyin! 1 aydan fazla sürdü gelmesi çoğu paketli yiyecekler olmasına rağmen aralarında bozulanlar vardı. Kargo tam 3 hafta gümrükte takılı kaldı sebep Türkiye riskli bölge sayılıyor diye ekstra aramalar yapıldı. Zaten şarküteri gibi şeyler yollanmıyor denemeyin değmez kargonuz geri yollanır. Mantıklı olan Erasmus hakkıyla doldurduğunuz bavulunuza ekstra ödememek için kıyafetlerinizi geri yollayabilirsiniz. Onun dışında kargoyu tavsiye etmiyorum , arkadaşlarınız ,aileniz gelirse onlar getirsin.

PARK

Yine çok uzun bir süre olmuş yazmayalı. Yeni bir yerden bahsedeceğim PARK.
Lost In'den vazgeçip yeni önerim PARK . Lost Inn terasının çok güzel bir manzarası olduğundan bahsetmiştim ama o güzel manzarayı yeni yapılan bir inşaatla kapatıyorlar. Bu yüzden yeni önerim PARK. Ev arkadaşlarım Lizbon  gün batımı nasıl olur dediler ve birden Facebook grubumuzda çılgınca bir akım başlattık. Lizbonda en iyi manzarayı görebileceğimiz yeri arıyoruz. İlk önce çatımıza çıktık tabi sonuç hüsran. En iyi manzaranın bizim çatı olmadığı kesin. Lost In elendi. Derken tavsiye üzerine kesinlikle PARK diye karar verildi ve yola çıkıldı. Burada birbirimize laf yetiştirmekten hazırlanmaktan güneş çoktan battı. Biz yine de kararlı bir halde Barrio Alto'ya gittik ve yollarda elimizde google maps Park arıyoruz. Haritaya göre çoktan bulduk fakat ortada restoran falan yok sadece otopark var. Acaba olabilir mi dedik ve otoparkın içine girdik. En üst kata çıkınca Park Rooftop karşımızdaydı. Manzarası gerçekten harita biz baya sevdik.Tavsiye ederiz :)

1 Kasım 2015 Pazar

PINK STREET/HALLOWEEN

Lost in sonrası evimize makyaj için gittik. İlk önce ev partisine gittik. İnanılmaz sıkıcıydı zaten çabuk dağıldı. Erasmus partisinin olduğu yer pink street.

Bar ve Discoların dolu olduğu bir yer. Cadılar Bayramı olduğu için inanılmaz kalabalık vardı. Biz o kalabalıkla Erasmus partisine gitmedik. Pembe yolda eğlenmeyi tercih ettik. 

Pink Street nerde derseniz: Cais de Sodre 


LOST IN/ HALLOWEEN

Boyalar için yola çıktık. Mascarilha gideceğimiz dükkanın adı. Ne ararsanız var içinde günün anlam ve önemi dolayısıyla içerisi tıklım tıklım ama pes etmedik biz de tıkıştık. Yüz boyası aldık,Fran kendine kontak lens aldı,Kaasper Pablo Escabar olmaya karar verdi Meksika bıyığı aldı,Sergio kan hapları aldı çiğneyince ağızda patlıyor ve  kan kusuyor. Ben hiçbir şey almadım çünkü daha önce alışverişimi yapmıştım. Eve gitmeden önce bir şeyler içmeye karar verdik. Uzun süredir konuştuğumuz Lizbonun tepesinde cafe bar karışımı bir yer var: LOST IN 
Yürüyerek buraya gitmeye karar verdik ya da keçi gibi sekmeye siz karar verin. Ben meşhur sarı tramvaylara henüz binmedim dedim. Bunun üzerine dik yokuşu tramvayla geçmeye karar verdik.
Ben Lost In'e bayıldım. Mutlaka gidin tavsiye ediyorum.




HALLOWEEN HAZIRLIKLARI

Halloween yaklaştıkça facebook parti bildirimleri delirdi ve bizim evde gündem Halloween oldu. 
İlk  defa bir Halloween partisine gideceğim için o surat boyama pratiğim yok ama günün kurtarıcısı İngiliz Francesca var :) İngiliz olduğunu belirtme sebebim her yıl Halloween kutladıklarından makyajda kendini baya geliştirmiş. Kontak lensler,lateks deriler,yapay kanlar,zombi,vampir,Joker,Corpse Bride  ne ararsanız var. Bana da kostüm lazım diye Claire's yolunu tuttum mağazada zombileri,canavarları,vampirleri geçince benim seçenekler içinden en beğendiğim ölü gelin/kanlı gelin oldu. 
Kostümü  aldım. Cadılar bayramı için ilk önce bir ev partisine gideceğiz daha sonra "ELL Halloween Party" . Evden beraber 4 gibi çıkmaya karar verdik çünkü bize yüz boyası lazım. Bu arada sabah seslere uyandım ve yan odama yeni birisi geldi evin son üyesi en sonunda geldi. Evin içinde 1 aydır bu hafta geliyormuş denilen ,Portekizliymiş,yok ya ben Erasmus diye duydum tarzında dedikodusunu yaptığımız ev arkadaşımızla tanıştık. Hatta kendi aramızda ona hayalet diyorduk . Derken kendisini tanıttı. Adı Kaspeer (Casper) . Baya dalgasını geçtik. Onu da yanımıza alıp yüz boyası için yola çıktık.